Tren rayları arasına sıkışmış kanadı kırık martı..

Hava o kadar sıcak ki tren raylarında birikmiş makina yağının kokusu , çöl gibi sıcak rüzgarla yüzüme vuruyor..Trenin gelmesine biraz daha vakit varken peronda turluyorum .Rayların arasında gezen bir martı ve arkasından sinsice gelen iki kedi gözüme çarpıyor..Martının kanadı kırılmış , yolun sonuna gelmiş.İki yolun kesiştiği yere doğru ilerliyor.Ya diğer yola geçip biraz sonra gelicek olan trenin altında kalacak ya da arkasında gelen iki kediye yemek...Kediler iyice yaklaşıyor, martı ise son kez kanatlarını açıp deniyor,deniyor ama yok.Diğer yola geçiyor ve rayın dibinde duruyor.O sırada tren geldi...Martının sonu zaten belliydi ...O sadece sona giden yolu değiştirdi.Son değişmedi.Sanki içinde bulunduğumuz büyük oyunun küçük bir piyes olarak sergilenmesi gibi yolcular bir an düşünceli bakışlarla izledi.Bu, çırpındığımız şu kısa hayattaki sonu değiştiremeceğimize dair küçük bir hatırlatmaydı bence...

Yaratılış

Canlılar arasındaki sınıflandırma yaratılıştan gelmekle beraber ,biz insanlar bu sınıflandırmayı daha da genişlettik.İlk olarak Yaratıcı'nın yaptığı ve bizim bi kısmını bildiğimiz -görebildiğimiz ve göremediğimiz - sınıflandırma; insanlar, hayvanlar, melekler... gibi.Daha sonra insanların evreni anlamlandırmak için , belli bir tekniğe ve mantığa dayalı, sürekli gelişen ,geniş yapı ; bilim yeryüzünde yaşayan canlıları sınıflara ayırdı.Yeryüzünün ve üzerindeki canlılığın gizemini çözmek için gerekliydi.İlk olarak Aristo nun yaptığı sınıflandırma geliştirildi ve halen gelişmektedir.

BAŞLANGIÇ

......İlk başta anlamsız ,saçma bir kelime topluluğu olarak görünse de biraz farklı bi açıdan bakınca anlamlı bi kelime birikintisi olabiliyor.Kategorize edilmek ya da aitlik ihtiyacımız...